Ninjitsu, gizemli sanat anlamına gelmektedir. Ninjitsu’nun daimi amacı, ruhsal bir arınma ile mutlu bir kişilik sahibi olabilmektedir. Bunların yanı sıra, bir ninjanın amacı ise kendine, yakın çevresine ve tüm insanlığa barış getirebilmektir. Tasarımcı Emre Pakel, Ninjitsu’nun hayat öğretisi ile bağdaştırdığı Sonbahar/Kış 2020 erkek koleksiyonunda Orta Doğu, Türk ve Japon kültürleri arasında yeni bir bağ oluşturuyor. Anadolu’nun tokat yazmaları, dövüş sanatı ustası ninjaların shurikenlerinin sivri formuyla birleşip koleksiyonda baskı olarak yorumlanıyor. Sonbahar/Kış-2020 erkek modası trendlerinin ön planda olduğu koleksiyonu tasarımcının kendisinden dinliyoruz. Eylem Şimşek
Turkish Ninja adını verdiğiniz ve Ninjitsunun hayat öğretisi ile bağdaştırdığınız koleksiyonu genel hatlarıyla sizden duymak isteriz?
Ninjitsu ninjaların da aslında bildiğimizin dışında bir sanatçı olduklarının
göstergesi aslında. Gizlenme, gizlilik sanatı anlamına geliyor kelime olarak. Gerçekleştirdikleri suikastlarda yada operasyonlarda işlerinin iyi yapıyor olmalarını ninjitsuya borçludurlar ve sanat erdemlerini gerçekleştirmek için disiplin içinde çalışmak durumundadırlar. Ninjitsunun bana ilham getirmesi bu yönde oldu Türk tasarım anlayışı ninjaların ninjitsusu gibi gizli bir anlayıştan öteye gidemiyor ne yazık ki. Ben de koleksiyonda Turkish ninjaların bu anlayışın dışında yer bulmasını istedim. Türk Japon kültürü arasında bağ kurarak koleksiyonumu gerçekleştirmeye çalıştım.
Orta Doğu, Türk ve Japon kültürleri arasında oluşturduğunuz köprü, koleksiyona ne şekilde yansıdı?
Eğer güneş doğudan doğuyorsa bunun bir anlamı vardır diye düşünürüm. Uzak Doğu toplumlarının kültürleri bilimleri sanatları ve teknolojileri beni her zaman etkilemiştir. Türkiye’den bu yolculuğa başladığımı varsayarak orta doğu kültürlerinden de etkilenmiş oluyorum.
”Koleksiyonda Japon ve Türk kültüründen desenleri harmanlayarak styling içinde orta doğuda sıkça gördüğümüz burqaların bir yorumunu kullandım”
Kırmızı ve beyaz renk geçişlerini sıkça gördüğümüz koleksiyon kaç parçadan oluşuyor yine aksesuarlar eşlik ediyor mu kreasyonunuza?
Koleksiyon 16 looktan oluşuyor. Parça sayısı ise 30. Aksesuar olarak Pakel markası için bir imza haline gelen Spyumbrellabagz’ler tamamlıyor koleksiyonu.
Sonbahar/Kış 2019-20 sezonunda yorumladığınız erkek silüetinin en çok içinize sinen yanı ne oldu?
Turkish sloganları aslında çok içime sindi. Biraz milliyetçi gibi görülse de Turkish kelimesinin daha tekstil için yorumlandığını görmemiştim. Toplumumuzun ilgisini çekti, bir slogan haline geldi diyebiliriz. Sevgili Edis Görgülü’de bu koleksiyondan özel bir parça istedi, seve seve yaptık biz de.
Türk etnik desenlerinin süslediği ve Türk halkına dair ironik öğeleri aynı potada eriten koleksiyonun atölye sürecinde neler yaşandı?
Bir aylık bir süreçti koleksiyon aslında. Tüm kalıplarını kendim çıkardım. Tasarım işi ne yazık ki sadece çizim yada hayal etmekten ibaret değil , koleksiyonu ortaya çıkarabilmek ekip işi olmasına rağmen tek başıma bir ekibin yapabileceği işi üstlenip üstlenemeyeceğimi test etmek istedim. Sonuç başarılı oldu diyebilirim.
Koleksiyonlarını hazırlarken kendi tarzından yola çıkarak mı tasarımlar yapıyorsun yoksa trendler mi senin için belirleyici bir yol oluyor?
İlk başta kendi hikayemi oluşturuyorum. Trendleri tasarımcıların belirlediğine influencerların da yol gösterdiğine inanırım.
”Bir tekstil firması için trendler önemlidir fakat bir tasarım ofisi için hikayesi her zaman daha önemlidir bence”
Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nda ödül aldıktan sonraki evrede hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Çok değerli bir yarışma çok güzel bir organizasyondu. Neticesinde İtkib ailesinden Cem Altan, sevgili Özlem Kaya ve daha bir çok sektör ismiyle çalışabilme imkanına sahip olarak projelerde yer alabilme şansı yakaladım. Koza yarışması bir aile aslında her sene daha iyiye giden Türkiye’nin tasarımcı portföyüne ışık tutan önemli bir topluluk.
Yurt dışı basınının da ilgi odağı olmak kariyerini nasıl etkiliyor? Ülke dışında yapacağın yeni atılımlar gelişmeler var mı gündeminde?
Yaptığım işlerin Londra ve Milano gibi moda şehirlerinde yer ediniyor olması beni çok gururlandırıyor. Yaptığınız işin dünya standartlarında karşılık buluyor olması doğru olduğunu gösteriyor ve bunu görmek gerçekten mutluluk verici. Geçtiğimiz aylarda dünyanın bir numaralı moda okulu olan Central Saint Martins’ten yurt dışı masteri için teklif aldım. Eylül ayında Londra’da yada Milano’da yüksek lisansıma başlıyor olacağım. Projelerimi de oradan devam ettirerek Türk bir tasarımcının da dünya için bir kez daha tasarım yapabileceğini göstermeyi çok istiyorum.