Venedik’te, Rönesans’ın zenginliklerine açılan daracık, labirent şeklinde sokaklar, kanallar üzerinde görkemli saraylar, kiliseler, köprüler ve daha bir çoğunu göreceksiniz. Eskiden soyluların geçtiği yollar, bugün şehrin ekonomisinin yüzde 70’ini oluşturan turistlerin tekelinde. 170 kanal ve 400 köprünün bulunduğu Venedik’in ortasından geçen Büyük Kanal ( Canal Grande) dünyanın en güzel şehirlerinden birinin yaratılmasında başrole soyunmuş. Romalılar yerel halka “diğerleri” anlamına gelen “Venetians” demişler ve böylece şehrin adı ortaya çıkmış. Bir lagünün içindeki 118 adacıktan oluşan ve anakaraya dar bir yolla bağlanan Venedik döneminin en büyük ticaret devlerinden biri olmuş. Napolyon zamanında gücünü yitirince, turizmin nimetlerinden istifade etmeye başlamış. Saffet Emre Tonguç
SAN MARCO BAZİLİKASI
Venedik yolunuzu, yönünüzü bulmakta zorlanabileceğiniz bir şehir ama kaybolmaktan sakın korkmayın, kaybolmak beraberinde sürprizleri de getiriyor. Kendinizi, hiç ummadığınız, çok keyifli bir yerde bulabiliyorsunuz. Dört İncil yazarından biri olan Aziz Marco’nun kemiklerinin muhafaza edildiği kilisede hep uzun kuyruklar var. Ya sabah erken gidin, ya da akşamüstü. Altar’ın arkasındaki Pala d’Oro (Altın Sunak) dedikleri parça İstanbul’daki sanatçılar tarafından 976 yılında yapılmış ve 2,000 civarında inanılmaz değerli taşla süslü. 13. yüzyıl Bizans ve 16. yüzyıl Rönesans mozaiklerinin güzel örnekleriyle dolu olan kilisenin üzerinde, 1204 yılındaki Haçlı yağması esnasında İstanbul’daki At Meydanı’ndan getirilen dört bronz atın (Quadriga diye geçiyor) kopyasını da görebilirsiniz. 1797 yılında Napolyon tarafından Paris’e götürülen bronz atlar, Fransız İmparatorluğunun sona ermesiyle tekrar Venedik’e getirilmiş. Atların orijinalleri ise kilisenin bir parçası olan Marciano Müzesi’nde bulunuyor. Kiliseden şehrin en kalabalık yeri olan San Marco Meydanı’nın manzarasını da seyredebilirsiniz.
SAN MARCO MEYDANI
Venedikliler, 9. yüzyılda şehrin azizi olan Marco’nun (Mark) kemiklerini İskenderiye’den getirtmişler, meydana da adı verilmiş. Şehrin bu en büyük meydanında 96 metre yüksekliğinde bir Çan Kulesi (Campanile) bulunuyor. Eski zamanlarda kafeslere konulan mahkumları tepeden meydana atarlarmış.
Açık bir havada kulenin tepesinden Hırvatistan’ı hatta Alp Dağları’nı bile görmek mümkün.
Rönesans, Barok ve Neoklasik usluplarda yapılmış olan Hazine Ofisleri meydanı çevreliyorlar. İçlerinde ise kafe ve pahalı dükkanlar var. Meydanda üzerinde, San Marco’nun Aslanı ve şehrin San Marco’dan önceki koruyucusu olan Bizans Kraliçesi Teodora’nin heykelinin durduğu granit sütunlar var. San Marco güvercinlerin tekelinde.
PALAZZO DUCALE (DÜKLER SARAYI)
Eski dönemde Venedik’i yönetenlere Doge (Düka) denirmiş. Bunların yaşadığı bina inanılmaz sanat eserleriyle dolu. Düka’ların taç giyme törenlerinin yapıldığı Devler Merdiveni’nde (Scala dei Giganti) Mars ve Neptün isimli tanrıların heykelleri var. Düka’ların yaşadığı bölümdeki odalar tahta oymalar, altın varaklar ve yağlı boya eserlerle süslenmiş. Düka’lardan biri olan Henricus Dandolo 4. Haçlı Seferi sırasında İstanbul’u ele geçirmiş, bugün mezarı Aya Sofya’nın ikinci katında bulunuyor.
Altın Merdiven’den (Scala d’Oro) çıkarsanız, tavanı İncil’den sahnelerle süslenmiş olan Dört Kapılı Oda’ya ( Sala dele Quatro Porte) giriyorsunuz. Büyük Konsey Odası’nın (Sala del Maggior Consiglio) tavanında ise Tintoretto tarafından yapılan ve dünyanın en büyük yağlı boya eseri olarak kabul edilen Cennet var. Düka tahtının üzerinde, Veronese’nin yaptığı ve Türklere karşı İnebahtı Savaşı’nda elde edilen zafer için Hz. İsa’ya teşekkürlerini sunan komutan Sebastian Venier’in resmi bulunuyor. Tablolarda Osmanlı bayrağını görmek insanı şaşırtıyor. Binanın sonunda Ağlama Köprüsü (Ponte dei Sospiri) var. Casanova da dahil olmak üzere suçlular cezalarını çekmek üzere bu köprüden büyük bir üzüntüyle geçip, hapishaneye gitmişler.
(PONTE) RİALTO KÖPRÜSÜ
3 km uzunluğa, 50 metre genişliğe sahip olan Büyük Kanal’ın üzerinde üç tane köprü bulunuyor. Scalzi, Rialto ve Accademia. Rialto Köprüsü Venedik’in tanıtımında en fazla kullanılan eserlerden biri. Her zaman kalabalık.
DİĞERLERİ
Scuola Grande di San Rocco. Venedik’in bu en önemli lonca binasında Jacopo Tintoretto’nun eserleri bulunuyor. Sanatçı 23 yılını bu binaya adamış ve her odasını ayrı boyamış, yukarıdaki son odada İsa’nın Çarmıha Gerilişi isimli muhteşem bir çalışması tüm duvarı kaplıyor. Santa Maria della Salute isimli barok kilisede ise Tintoretto’nun Hz. İsa’nın ilk mucizesini resmettiği Kana Düğünü isimli çalışma var. Peggy Guggenheim Koleksiyonu (www.guggenheim-venice.it) . Venier dei Leoni Sarayı’nda yer alan müzede, Dali, Kandinsky, Picasso ve Klee gibi sanatçıların eserleri bulunuyor. Guggenheim ailesinin New York 5. Cadde’de ve Bilbao İspanya’da bulunan müzeleri de görülmeye değer. Gallerie dell’Accademia. Dünyanın en büyük Venedik Sanatı koleksiyonuna sahip. Bellini,Titian ve Tintoretto sanatçılardan sadece bazıları. Bu müzede kronolojik bir sıralamada Venedik Sanatı’nın beş yüz yıllık öyküsü var. Getto. 1516 yılındaki yönetim Musevileri eski top döküm atölyelerinin olduğu yerde ikamet etmeye zorlamış Ghetto Venediklilerin dilinde “dökümevi” anlamında kullanılıyor. Dolayısıyla getto kelimesi de buradan geliyor. Şehrin en eski sinagoğu burada bulunuyor. Lido. Sayfiye adası Lido, Thomas Mann’ın ünlü eseri “Venedik’te ölüm” ün geçtiği yer. Meşhur otel Hotel des Bains ve golf sahası Alberoni bu adada bulunuyor. Venedik Adaları. Murano, Burano ve Torcello adaları çok keyifli. Özellikle Murano’daki cam atölyelerini muhakkak görmek lazım. 1292 yılında fırınları yangına sebep oluyor diye atölyeleri Murano’ya taşımışlar. Günümüzde, Murano’da Fornace ( Fırın) tabelalarını takip edip, ücretsiz olarak cam ustalarını seyredebilir, hatta siz de üfleyip kendi cam eserlerinizi yaratabilirsiniz. Burano ise renkli evleriyle fotoğraf karelerini renklendiriyor.
ALIŞVERİŞ
Mercerie ve Frezzeria şehrin alışveriş bölgeleri. Larga XXII Marzo ise lüks mağazalarla dolu olan bir cadde. Bütün ünlü markaları Venedik’te bulmak mümkün. Rialto Köprüsü’nün üzerindeki dükkanlarda her türlü hediyelik eşya satılıyor. Karnaval maskesi, kukla, Murano camları, masa örtüleri ve dantel işlemeler şehirde alabileceklerinizden bazıları.
ULAŞIM
Venedik’e trenle geliyorsanız, Mestre yerine Santa Lucia’da inin. Trenle Milano’ya 3, Roma’ya 4,5 saatte ulaşabilirsiniz. Otobüs ve tekneler ise Piazzale Roma’ya geliyorlar. İki yerden de San Marco Meydanı’na ya da Rialto Köprüsü’ne (Ponte di Rialto) 82 numaralı vaporetto (Küçük tekne) ile ulaşabilirsiniz. 1 numaralı vaporetto, “Accelerato” (hızlandırılmış) diye geçiyor ama en yavaşı, çünkü Boğaz’ın “Çingene vapuru” gibi her durakta duruyor. Aslında şehri denizden görmenin en iyi yolu bu. Venedik Havalimanı (www.veniceairport.it) şehre 10 km. mesafede. Piazzale Roma’ya ATVO (www.atvo.it) servis otobüsleriyle gidebilirsiniz.