400 yıl önce ardında hiç bir formül bırakmadan ortadan kaybolan geleneksel İznik Çinilerini tekrar hayata kazandıran İznik Vakfı; çini desenlerinin zarafetini yemek takımlarıyla sofralarımıza taşıyor. Çini motiflerinin yanı sıra düz renklerde, tamamen özel üretim organik boyalarla ve el işçiliğiyle üretilen tabaklar ve kaseler, birbiriyle de kombinlenerek sofralara özgün bir tarz ve renk kazandırıyor.
1993 yılında kurulan ve ardında hiç bir formül bırakmadan 400 yıl önce ortadan kaybolan geleneksel Türk-İslam El Sanatı İznik Çiniciliğini tekrar hayatımıza kazandıran İznik Vakfı; renkli ve bir o kadar zarif klasik çini ve çintemani desenlerini sofralarımıza taşıyor. Geleneksel yöntemlere bağlı kalınarak, özel üretim organik boyalar ve el işçiliğinde üretilen yemek takımlarında, kırmızı ve mavi renkleri ağırlıkta görülüyor. Özel siparişle hazırlanan ürünlerdeki canlı, parlak renkler, hayatın akışını simgeleyen dairesel formdaki motiflerle tasarımlara yansıyor.
Hem geleneksel sanatın yaşatılması hem bu naif ve mütavazi motiflerin yemek masasındaki zarafeti; özel günlere ve özenle hazırlanmış sofralara ayrı bir tat katıyor. Tıpkı sunulan leziz bir yemekteki gibi, sabrı ve tutkuyu yansıtan İznik Vakfı Çinileri; kültürel mirasımızı, saray sofraları şıklığında sofralarımızda taşıyor.
İznik Vakfı Çinileri’nde ana malzemenin %85’i kuvars…
Doğada rahatlatıcı etkisi ve pozitif enerjiyi yayma özelliği ile bilinen kuvars taşı, İznik Vakfı Çinileri’nin ana malzemesinin %85’ini oluşturuyor. Düşük ısıda pişirilmesinden dolayı kuvars özelliğini koruyan çinilerin, bu günlerde iç dekorasyonda da kullanımı öneriliyor. Ana çini malzemesinin büyük bir bölümünün yarı değerli taş olması, masada özellikle yemek takımlarına mücevher tadında farklı bir değer katıyor.
