Paris ve köprüler… Dünyanın hiçbir ülkesi, şehri birbirine bağlayan köprüleriyle bu kadar özdeşleşmemiştir. Her biri tarihin en görkemli sayfalarından fırlamış, filmlere konu yaratmış, birçok aşkın ilanına şahitlik etmiş, şiirlere ilham olmuş bu efsanevi köprülerin en meşhurlarından Pont Neuf, bu kez Louis Vuitton’un son çanta modeline ismini veriyor. “Yeni köprü” manasının aksine, bölgesindeki en eski köprü niteliği taşıyan Pont Neuf, Rive Gauche ile Rive Droite’i, Seine üzerinde birbirine bağlıyor.
Maison’un, şehirdeki merkez ofislerinin hemen önünde konumlanan ve pencerelerinden sizi eşsiz rüyalara sürükleyen bu tarihi köprünün zarif silüeti, LV Pont 9’te çabasız Parizyen şıklık ve en yüksek seviyedeki zanaatkarlığın buluşmasıyla hayat buluyor. Louis Vuitton’un Aristik Direktörü Nicolas Ghesquiere, Maison ile bir araya geldiği ilk günden bu yana markanın arşivlerini müthiş bir moderniteyle yorumlayıp, çağdaş şıklığın kodlarını belirledi. Yuvarlak hatlı bu çantadaysa, karşımıza 1930’larda tasarlanan Louis Vuitton Circle logosunun günümüze uyarlanması çıkıyor. Yumuşak dana derisi dış yüzeyi ve renkli deriden iki ayrı iç bölmesi bulunan model, iki cebiyle de kullanıcıya müthiş bir konfor sunuyor. Her kadının mutlaka gardırobunda olmasını hayal ettiği ve dünyanın en çok bilinen desenlerinden Monogram çiçeği, bu kez mıknatıs bölümünde kendisini saklıyor.
Zarafet sembolleri krem ve siyahın tartışmasız gücü, LV Pont 9’da çarpıcı bir renk skalasıyla genişliyor. Muazzam bir günbatımına atıfta bulunan “Summer Gold”, feminen ve etkileyici “Rose Dahlia” ve yumuşacık hayallere kapısını aralayan “Bleu Orage”.
Louis Vuitton’un 150 yıldır süregelen ve bu süre içinde her dönemin vazgeçilmezi olan inovatif deri tasarımlar geleneğinin son yıldızı LV Pont 9’ın çağdaş ama bir o kadar da klasik hatlara sahip çizgileriyle, bu yazın arzu nesneleri listelerinin ilk sırasına yerleşeceğinden şüphemiz yok. Zor olansa, bu şahane renklerin arasından hangisini seçeceğimize vereceğimiz karar…