İngilizce “Al kırmızı” anlamına gelen isim, cazibeyi ve gücü temsil ediyor. O, çağdaş, özgür ve aşkı tutkuyla yaşayan şahsiyetli bir kadın. Geçtiği her yerde kalıcı bir iz bırakan ve kendi kaderini çizen bir roman kahramanı. Bu efsanevi ismin, “iz” anlamındaki ilk hecesi olan “scar” manası gibi pek çok erkeğin kalbinde iz bırakmış.
Adler, “Scarlett” adlı kolyesinde “haute couture” şifrelerini değerli taşlarla yarattığı tasarımına taşıyor.
”Kolyenin kusursuz tasarımı ve dekolteye doğru zarif düşüşü iki pırlanta ve iki yakutla sonlandırılıyor”
Merkezinde yer alan damla tektaş ise, bir pandantife veya bir yüzüğe dönüştürülebiliyor. Boynun iki yanından görkemli bir şekilde süzülen kolye, pırlanta ve yakutlardan meydana gelen bir çağlayanı anımsatıyor. Karışık bir şekilde sıralanmış olan oval yakutlar iç sıradaki pırlantalarla kontrast oluşturuyor. Birinin simetrisiyle diğerinin taşkınlığı birbirini tamamlıyor. Tutkulu kırmızıyla, beyazın masumiyeti dans ediyor! – Kumaştaki dikim ustalığını “Haute Joaillerie”ye taşıma hali. Kadın kahramanların da aslında iki farklı yanı yok mudur? Kırılgandırlar ve aynı zamanda ele geçirici güce sahiptirler. Maceraperest ruhlar, “Yarın başka bir gün olacak!” mottosuyla daima ilerler. Geçen zamana ve coşkulu aşkın var olduğuna dair bir meydan okuma gibi! Scarlett adlı kolye beyaz altın üzerine, 155.12 karat 168 adet yakut ve 55.38 karat 433 adet pırlantalı olarak eski geleneklerle harmanlanan 132 yıllık ustalık yeni yaklaşımlarla zenginleşiyor” Adler, mükemmelliyetçilik duygusuyla yaratıcılığın sınırlarını zorlamaya ve benzersiz mücevherler tasarlamaya devam ediyor.
”-Modeli dönüştürülebilir-, değiştirilebilen tasarımlar ailenin dördüncü kuşak temsilcilerinin yeni vizyonunu temsil ediyor”
Yeni teknikler ve orijinal malzemelerle daima öncü olan Adler, mücevherlerinde, ağaç, karbon ve titanyum gibi farklı dokular kullanarak, rafine ve cüretkar tasarımlara imza atıyor. Zamanı bilinmeyecek kadar eski geleneklerin ve yeni eğilimlerin füzyonu olan Adler mücevherleri zaman ve mekan kavramlarının ötesine geçiyor. Farklı kültürler, zanaatçılık, malzemeler, mimari, tekstil ve duygular ilham kaynaklarından bazıları… Bu sayede, her bir mücevher düşsel bir destanı, perilerle ilgili bir efsaneyi, farklı bir soluğu olduğu kadar samimi bir karşılaşmayı, uzaklara yapılan bir yolculuğu ya da hoş bir duyguyu temsil ediyor.