Paris’te bulunan Le Palais de la Porte Dorée, tasarımcı Christian Louboutin’e adanmış olan bugüne kadarki en geniş sergiyi sunuyor ve ziyaretçilerini tasarımcının çok katmanlı hayal gücünde kaybolmaya davet ediyor.
Le Palais de la Porte Dorée, dünya çapında ünlü ayakkabı tasarımcısı ve moda dünyasının önemli bir figürü olan Christian Louboutin’in tasarımlarına adanan Christian Louboutin: L’Exhibition[niste] sergisinin açılışını duyurmanın mutluluğunu yaşıyor. Christian Louboutin’in zengin evrenini ve çoklu referanslara sahip çalışmalarının farklı boyutlarını keşfetmeye davet eden sergi, tasarımcı için önemli bir ilham kaynağı olan bir mekanda gerçekleşiyor.
Paris’in Palais de la Porte Dorée’ye yakın olan 12. bölgesinde doğan Christian Louboutin, genç yaşından itibaren bu yapının mimari güzelliğinden ve zengin detaylarından büyülenmiş ve bu yapı tasarımcının sanata ve uygulamalı sanatlara duyduğu sevginin ilk ilham kaynaklarından biri olmuş. Kendisi bir Art Deco şaheseri olan bu sarayda aynı zamanda Christian Louboutin genç bir ergenken, ziyaretçilerin yüksek topuklu ayakkabı giymelerini yasaklayan bir uyarı işareti görmüş. Bu işaret, tasarımcının yıllar boyunca sürekli yeniden yorumladığı ikonik Pigalle modelinin esin kaynağı olmuş. Ziyaretçileri Christian Louboutin’in evrenini ve yaratım sürecini deneyimlemeye ve anlamaya davet eden sergi, tasarımcının vizyonunu, önemli ilham kaynaklarından ve gerek kendi kişisel koleksiyonundan, gerek kamusal koleksiyonlardan ödünç alınmış değerli sanat eserlerinden oluşan 11 başlıklı bir seri ile yansıtıyor. Daha önce hiç sergilenmemiş ayakkabı tasarımlarından eskizlere, geniş bir seçki de ayrıca sergileniyor. Bu tarihi ve sanatsal parçalar Christian Louboutin’in zanaatkarlığa tutkusuna saygı duruşunda bulunan çok özel işbirlikleri ile bir arada sergileniyor. Bu işbirlikleri arasında dünyaca ünlü vitray ustası Maison du Vitrail (Vitray Evi) tarafından yaratılan vitraylar, L’Orfebreria Villarreal tarafından yapılan, Sevilla işi gümüş bir tahtırevan ve Bhutan’da hazırlanan bir tiyatro sahnesi yer alıyor.
Sergide aynı zamanda Yeni Zelandalı multimedya sanatçısı Lisa Reihana, Pakistanlı sanatçı Imran Qureshi, İngiliz tasarım ikilisi Whitaker Malem ve İspanyol koreograf Blanca Li gibi tasarımcı için çok değerli sanatçıların sergiye özel işlerinin yanı sıra fotoğrafçı ve yönetmen David Lynch ile işbirliği gibi geçmiş dönemde gerçekleştirilen işbirlikleri de keşfedilebiliyor. Serginin son bölümü ise “Hayali Müze” adıyla Christian Louboutin’in ilham kaynaklarını ve referanslarını bir araya getiriyor. “Hayali Müze” aynı zamanda sergiyi sarayın (Palais de la Porte Dorée) tarihi ile ilişkilendiriyor ve mavibeyaz Wedgwood porselenlerinden Oscar Niemeyer imzalı Marquesa sandalyeye çok özel bir seçkiyi bir araya getiriyor.
26 Temmuz 2020 tarihine kadar devam edecek olan sergiyi mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.