Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Overthinking (aşırı düşünme hastalığı) hakkında bilgi verdi

0
261

Aşırı düşünmenin insanın yaşı ilerledikçe azalabilen bir şey olduğunu ama özellikle modern yaşamda çok arttığını da söyleyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “‘Efkârlıyım’ sözü Overthinking’in Türkçe’deki tam karşılığı.” dedi. Tarhan, aşırı düşünme hastalığının analiz felci yaptığına dikkat çekerek, “Analiz felci, kişinin bir konuda analiz etmekten bloke olması anlamına geliyor. Bu tür kişilerin beyinleri düşünmeyi durduramıyor. Uyuyamıyorlar, uykuları kaçıyor ya da uykuya sığınıyorlar, tamamen kendilerini uykuya veriyorlar, bir kaçış gibi.” diye konuştu.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Fransız heykeltıraş Rodin tarafından üretilen ‘Düşünen Adam’ heykeline atıfta bulunarak, “Hala düşünmeye devam ediyor. Biz onun alternatifini yaptık, ‘Hisseden İnsan’ heykeli yaptık. Üniversitenin de sembollü hatta. Maketini de yaptık. Sadece düşünmek değil hatta, insan düşünceyle duyguları birleştirirse hakikati bulabiliyor ve bu aşırı düşünme patolojisinden, hastalığından kurtuluyor.” dedi.

İnsan beyninde duygulardan sorumlu alanlar var
Önceden ‘Düşünüyorum o halde varım’ diyordu Descartes. İnsan düşünen varlık kabul ediliyordu, 1990’lı yıllarda psikolojide bir devrim oldu. İnsan beyninde duygulardan sorumlu alanlar çıktı. Yani, duygular sadece metafizik bir konu değil aynı zamanda biyolojik karşılığı olan bir konu. Her duygunun beyinde bir karşılığı var ve her duyguyla ilgili özel bir kimyasal karışımı kana pompalıyor ve ona göre vücudumuz çalışıyor. Ona göre beynimiz çalışıyor. Bütün duyguların bir kimyasal karşılığı var. Onun üzerinde duygular da artık bilimsel bir kategori oldu.

‘Efkârlıyım’ sözü Overthinking’in Türkçe’deki tam karşılığı
Günümüzde öfke, kin, nefret, sevgi gibi duyguların beyinde kimyasal bir karşılığı olduğu kabul ediliyor. Hisseden insan sembolünün güzel duyguların harekete geçirilmesi, kötücül duyguların yerine iyicil duyguların yaşatılmasını simgeliyor ve duygular hakkında farkındalık oluşturabilmeyi amaçlıyor. ‘Overthinking’ yani aşırı düşünme ‘Efkârlıyım’ sözü Overthinking’in Türkçe’deki tam karşılığı.” Aşırı düşünme insanın yaşı ilerledikçe azalabilen bir şey ama özellikle modern yaşamda çok artıyor. Şimdi, hızlı yaşantının ve hedeflerin beklenti seviyesinin yüksek olduğu bir çağdayız. Beklentiler yüksek, hızlı yaşantı ve ciddi bir rekabet var ve bu da rekabeti yüceltiyor. Şu andaki küresel sistem, rekabeti yücelttiği, insanların beklenti seviyeleri yüksek olduğu için devamlı daha çok kazanmak, daha önde olmak, daha başarılı olmak gibi bir beklenti içerisinde.

Kötücüllüğün olduğu yerde de aşırı düşünme artıyor
Rekabetçilik medeniyeti doğurdu aslında, fakat bu sefer de bunun dozu ayarlanamadı. Barışçıl olmayan bir rekabetçilik var. Barışçıl olmayan rekabetçilikte de ne var? Kendine bir hedef koyup onu geçmek yerine başkalarını engellemek gibi yıkıcı bir rekabet oldu. Kötücüllüğün olduğu yerde de aşırı düşünme artıyor. Haset ve ciddi bir kıskançlık oluşuyor. Hasetin arka planında da kibir vardır. Narsistik kişilik özelliği olanlarda büyüklük duygusu, kibir var. Arkasından da haset eşlik ediyor ona çünkü ‘bende yok onda da olmasın’ diyor.

Küresel sistem, başarılı, mutsuz insan tipini çoğalttı
Sadece bende olsun tarzında bir yaklaşım yıkıcı rekabete sebep oluyor. Bu tarz kişiler mutlu olamıyorlar zaten. Bu kişilerde başarılı olamama, sıradan olma korkusu var. Sıradan olma korkusuyla aşırı çalışıyorlar, aşırı düşünüyorlar, birçok keşifleri de yapıyorlar. Başarılı bilinen kişilerdir. Başarılı, mutsuz insan tipini çoğalttı şu andaki küresel sistem. Burada ikisinin dengesini kurabilmek önemli olan.

Çok önemsiz bir ayrıntıyı düşünüp daha büyük hedefi kaçırıyorlar
Aşırı düşünme vakalarına psikiyatri kliniğinde çok rastlandığını ifade eden Tarhan, “İnsanlara diyoruz ki ‘sanki kendi kendini linç ediyorsun’. O derece düşünüyor ki kendine haksızlık yapıyor, kendini değersizleştiriyor, birçok intihara götüren anksiyete, depresyon, korku, tükenmişlik, yalnızlık, madde bağımlılığı hepsinin arka planında düşünce yönetimi yapamamak var. dedi.

Beyinleri düşünmeyi durduramıyor
Analiz felci, kişinin bir konuda analiz etmekten bloke olması anlamına geliyor. Bu tür kişilerin beyinleri düşünmeyi durduramıyor. Uyuyamıyorlar, uykuları kaçıyor ya da uykuya sığınıyorlar, tamamen kendilerini uykuya veriyorlar, bir kaçış gibi. Kaygılı olanlar da bir türlü uyuyamıyorlar. Burada irade olarak bilinen karar verme mekanizması kişinin zihinsel olarak güçlü olduğunu gösteriyor. Karar psikolojide en çok yapılan araştırmalardan birinin ‘Nasıl karar veriyoruz?’ araştırmaları olduğunu, sorun odaklı düşünen kişilerin analiz felci sürecine yakalandıklarını anlattı.

Dikkat odağını değiştirmek lazım
Yapılacak şey, dikkat odağını değiştirmek. İlgi odağını değiştirip ya da bu konuyu not alıp daha sonra yapacağım diyerek, o konuyu dağıtıp, başka konuya geçtiğin zaman, beynin karar verme bölgesi rahatlıyor. Rahatladığı zaman işleyiş yine o konuyu çözebilir hale geliyor. Yoksa öbür türlü bloke olduğu için çözemiyor. Çözemeyince daha çok huzursuz oluyor.

Olumsuz konularda takıntı, ruminasyon oluyor
Keskin konuşan kişiler başka bir şey düşünemez hale geliyor. Rahatlayamıyorlar, kaygı veren bir durumda oluyorlar. Zihinsel olarak yorgun hissediyorlar, kendilerini. Takıntılı derler hani, takıntılı tipler onlar, daha çok olumsuz konularda takıntı, ruminasyon oluyor, zihinsel geviş getirme. Risk alamayan kişiler, risk almaktan korkan kişiler mevcudu korumak için savunmada çalışırlar. Onlar çok düşünme patolojisine daha çok yakındır.

Beyin duygu, düşünce ve davranış üreten, karar veren organ
Beynimiz duygu, düşünce ve davranış üreten, karar veren organ. Bunun çalışması bozulduğu zamanda duygu, düşünce ve davranış değişiklikleri oluyor. Aşırı düşünce oluyor, aşırı duygusal yoğunlaşma oluyor, hüzün oluyor, elem keder oluyor, depresif oluyor. Düşünce dağınıklıkları oluyor, psikoz oluşuyor. Bütün bunların hepsi beynimizin çalışma bozukluğu ama beynimizin üzerinde bir zihin var. Bu zihnin bunları bir orkestra şefi gibi yönetmesi lazım. Terapiler de kişinin, beynini bir orkestra şefi gibi yönetmesini öğretmektir aslında. Düşünceyi yönetmek de öyle, kendi kendinin lideri olan bir kimse, düşüncesini yönetir.