Röportaj: Vitabiotics Türkiye CEO’su Ayşen Dincer

0
468

Artık kışı iyice hissediyoruz. Bu dönemde vitaminlerin vücudumuz için nasıl bir önemi bulunuyor?
Bağışıklık sistemini desteklemek için en önemli şey doğru ve yeterli beslenmek… Dünya Sağlık Örgütü bağışıklık sistemini güçlendirmek için D vitamini, B1, B2, pantotenik asit, B6, A, C ve E vitaminlerinden zengin beslenmek; ayrıca selenyum, demir, çinko ve magnezyum minerallerini de bu düzene eklemek gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca günde 5-9 porsiyon sebze ya da meyve tüketmek, sigara içmemek, haftada 3-4 birimden fazla alkol tüketmemek, günde en az 30 dakika spor yapmak ve en az 7 saat uyumak gerektiğini de hatırlatıyor. İhtiyacımız olan vitamin ve minerali gıdalardan alabilmemiz için Dünya Sağlık Örgütü, günlük 5-9 porsiyon sebze veya meyve tüketimini öneriyor. Ancak Türkiye’de günlük sebze-meyve tüketim oranı günlük 1,5 porsiyon ile sınırlı… Bu durumda mutlaka vitamin, mineral, antioksidanların yanı sıra aminoasitleri bir arada barındıran multivitaminlerden destek almamız gerekiyor.

Multivitamin dediniz. Neden multivitamin kullanmalıyız?
Doktorlar tüm dünyada “tedavi etme” yaklaşımının yanına “koruma”yı da ekledi. Bu nedenle hem mevcut hastalıkların tedavisinde multivitamin tercih ediyorlar hem de özellikle ABD ve Avrupa’da, sağlıklı bireylerin ve çocukların ileride farklı sağlık sorunları yaşamaması için, koruma amaçlı, multivitamin önerebiliyorlar.

Ayrıca bazı vitamin ve mineraller sinerjik çalışır. Örneğin; C vitamini-demir, bakır-çinko, folik asit-B12 vitamini, folik asit-demir gibi… Multivitaminler, aldığınız faydayı arttırmak için bu sinerjik çalışan vitamin ve mineralleri bir arada sunar. Bunun yanı sıra vitamin kullanımı konusunda yeterince bilinçli değiliz, kulaktan dolma bilgilerle vitamin alıyoruz. Bazen bu yüzden ihtiyacımızı tam olarak karşılamayacak bir vitamini yanlış sürelerde ve dozlarda kullanabiliyoruz. Oysa kullandığınız takviyelerin ihtiyaca göre karma ve çoklu içeriğe sahip olması önem taşıyor.

Gerek haberlerde gerekse çevremizden duyduğumuz kadarıyla bu dönemde en çok D vitaminine talep var. Gerçekten D vitaminine ihtiyacımız var mı? Herkes kullanmalı mı?
Dünyada her 10 kişiden 9’unda D vitamini eksikliği gözlemleniyor. D vitaminini vücudumuz güneş yardımı ile üretiyor. Ancak pek çoğumuz güneşin zararlı etkileri nedeniyle güneşten yeterince faydalanmıyoruz. Bu nedenle birçok ülkenin sağlık bakanlığı tarafından her sağlıklı bireyin günde 1000 IU (25 mikrogram) D vitamini kullanması öneriliyor. Fakat maalesef 300.000-500.000 ünite D vitamini içeren ampuller bilinçsizce kullanılıyor ve yağda biriken bir vitamin olduğu için vücuda zararı dokunabiliyor. Bu nedenle doktora danışmadan D vitamini kullanımını önermiyorum. Çünkü bir vitamini yanlış sürelerde ve yüksek dozlarda kullanmak sağlığınıza zarar verebilir.

Hangi yaşta hangi vitamini kullanmak gerekiyor?
Çocukluk ve ergenlik dönemi gelişimin en hızlı olduğu dönemler olduğu için doğru desteklemek sağlıklı yaş alabilmek için çok kritik. Yeterli miktarda A, B, C, D, çinko, magnezyum, iyot, bakırın yanı sıra kemik gelişimi için kalsiyum tüketmek gerekiyor. Bu dönemde kalsiyum yetersiz kalırsa ileri yaşlarda görülebilecek osteoporoz gibi sistemik kemik hastalıklarına yakalanma riskini arttırıyor. 20’li yaşlarındaki kadınlarda adet döneminde yaşanan kan kaybı ve yapılan diyetler, kansızlığa yol açabiliyor. Bu nedenle demir, B6, B12 ve C vitamini, folik asit, çinko, bakır gibi mikro besinler kullanılmalı… 30’lu yaşlar ile birlikte hamileliğe adım atılan bu dönemde, sağlıklı bir hamilelik için folik asit ve demir ile birlikte kaybedilen kemik kalsiyum rezervlerini desteklemek için kalsiyum, D vitamini, çinko ve magnezyum ihtiyacı giderilmeli.

40’lı yaşlarda biriken serbest radikal hasarının önüne geçmek için C ve E vitamini, selenyum, acaiberry gibi antioksidanlar kullanılmalı. Antioksidanlar bağışıklık sistemi, cilt sağlığı, göz sağlığı, kemik sağlığı gibi birçok sistemin korunmasına destek oluyor. Kemik yıkımının arttığı bu dönemlerde kalsiyum, D vitamini, çinko ve magnezyum gibi kemik yapımını destekleyici vitamin ve mineraller de kullanılmalı, ayrıca zihin sağlığını için B vitamininden destek alınmalı.

Peki, her gün vitamin kullanmalı mıyız? Fazlası vücudumuza zarar vermez mi?
Sağlığımızı korumak için uzmanların bize önerileri var. Örneğin; her gün 2,5-3 litre su için. Egzersiz yapın, sofranızda farklı besinlere yer verin; meyve sebze tüketin. En az 7 saat uyuyun gibi… “Bir hafta su için, bir hafta içmeyin. Egzersiz yapın, iyi hissedince ara verin. Bir gün 7 saat uyuyunca ertesi gün 2 saat uyku yeter” demiyorlar. İşte vitamin minerallerin kullanımında da aynı durum geçerli… Vitamin ve mineral desteklerinden gereken faydayı sağlayabilmek, vücudunuzun günlük ihtiyacını karşılamak için düzenli olarak kullanmalısınız.

Elbette her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi yüksek dozda vitamin ve mineral kullanımının da vücuda zararları olabiliyor. Bu durumun böbrek yetmezliği, karaciğer yağlanması, damar tıkanıklığı, belirli bezlerin çok çalışması ve dolayısıyla hormon dengesizliği gibi birçok ciddi yan etkisi görülebiliyor. Vitamin mineral kullanırken optimal dozlarda doğru formüle edilmiş, uzun süreli kullanıma uygun, etkinliği kanıtlanmış desteklerin tercih edilmesini öneririm.

Vitamin satın alırken neye dikkat etmeliyiz?
Vitamin alırken üretici firmaya ve ne kadar süredir vitamin ürettiklerine bakmanızı öneririm. Özellikle pandemi sonrası çok fazla firma ve marka türedi. Burada bağışıklığınızı destekleyeceğim derken zarar vermeyin ve uzun yıllardır vitamin üreten firmaları tercih edin. Vitaminin fiyatına değil günlük ihtiyacınızı karşılayabilecek içeriğe sahip olup olmadığına bakın.

Ayrıca vitaminleri eczaneden satın almaya özen gösterin. Çünkü vitaminler organik içeriklerdir yani miktarları ve dolayısıyla etkileri ısı, ışık ve nemden etkilenir. Uygun olmayan saklama koşullarında bekletilen ürünlerde oksitlenme ve içeriğin etkinliğinin azalması gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Buna ek olarak artan taleple birlikte sahte ürün üretiminin de arttığını biliyor ve görüyoruz. Bu nedenle sağlığınızı riske atmayın.