Time dergisinde yılın kişisi seçilen iklim aktivisti Greta Thunberg’in medyada estirdiği rüzgarın artarak devam ettiğini görüyoruz. Geri dönüşü olmayan iklim değişikliğini durdurabilmek için çok fazla vaktimizin kalmadığı söyleniyor. Cansın Gürler
Şirketler iklim sorumluluğu için kolları sıvamaya başladı. Sürdürülebilirlik stratejileri her sektörde kendine yer buldu ve dünyada makro trend haline geldi. Sosyal medyada paylaşılan çevre kirliliğine dair fotoğraflar, artarak devam eden karbon salınımı istatistikleri, pasifik okyanusundaki çöp adaları, sonu gelmez plastik kullanımı ve doğaya verdiği zararlar derken sürdürülebilirlik algısı yavaş yavaş herkesin zihninde yer etmeye başlıyor. İki ay önce moda endüstrisinin devleri, Moda Paktını imzalamak için bir araya geldi. İmzalayan şirketler arasından yüksek ve hızlı moda markaları Adidas’tan Prada’ya 42 şirket var.
Fransa’da imzalanan Moda Paktının hedefleri, gezegeni korumak için üç temel alanda, faaliyete odaklanan Bilim Tabanlı Hedefler (SBT) girişimi üzerine kurulu. Üç ana konu küresel ısınmayı durdurmak, biyoçeşitliliği koruyarak arttırmak ve tek kullanımlık plastiklerin önüne geçerek okyanusları korumak. Tekstil endüstrisinin çevre kirliliğinde en büyük rolü oynayan ikinci sektör olması ve büyük markaların sonunda vicdanının sızlaması ile bu yola güzel bir başlangıç yapmış oldular. Hızlı ve sorumsuz üretimin doğuracağı sonuçları doğa ve gelecek nesillere ödetmek korkunç bir senaryo ise biz alışveriş yapan bireyler, hızlı tüketim çarkının parçaları olarak dünya üzerindeki karbon ayak izimizi azaltmak için neler yapabiliriz?
Şimdi birkaç adımda hayatımızın içinde giyimde sürdürülebilir olmanın yollarını inceleyeceğiz.
–Geri Dönüştür
-Tekrar Kullan
-Daha Az Satın Al
1-Öncelikle kullanmadığımız kıyafetlerin çöp olmadığının farkında olmalıyız. Tekstil atıkları şuan geri dönüştürülerek farklı sektörlerde kullanılabiliyor. Fakat karışım ürünlerin geri dönüşümü çok daha zor. Bu yüzden polyester yün karışımı, pamuk rayon karışımı kumaşların çoğu çevreye zararlı olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden daha çok doğal liflerden üretilen kumaşları tercih etmeliyiz
2-Etik olmayan yöntemlerle üretilen suni ipek, modal viskon gibi ahşap esaslı kumaşlar ağaçların kesilmesine yol açıyor. Tüketicilerin ürünlerin üzerindeki etiketleri okuyup etik üretimli hammaddeleri daha bilinçli bir bir şekilde takip etmesi gerekiyor. İpek pamuk yün gibi biyobozunur liflerden yapılan kıyafetleri satın almak ürünleri daha uzun ömürlü kullanmamıza yarar ve böylece çevre dostu bir tüketim yapmış oluruz.
3-Polyester her yerde! Plastik türevi olan polyester çok farklı şekillerde evimize ve dolabımıza girebiliyor. Yıkamak için çamaşır makinesine attığımız polyester kıyafetler suyun ısısı ile birlikte birtakım çözünmeler geçirerek mikroplastiklerin içme suyuna oradan deniz ve okyanuslara ulaşıyor. Sudaki besin zincirine dahil oluyor. Hatta insanlar tarafından yenen balıklarda bile microplastiklere rastlandı. Üreticiler buna da çözüm olarak recycled polyester liflerden oluşan kumaşlar geliştirmeye başladılar. Yine etiketleri dikkatli okuyarak recycled polyester ürünleri kolaylıkla tercih edebiliriz.
4-Kıyafetler ucuzlaştıkça, alışveriş çok daha cazip hale geliyor. Fırsat ürünü diye adlandırılan ürünlerin kalitesiz ve hızlı dikilmesi, maliyeti düşürecek yollara gidilmesi kıyafetlerin ömrünü her adımda azaltıyor. Bu nedenle her zaman uzun ömürlü olacak kıyafetler mevsimine göre ve doğal ipliklerden yapılmış ya da doğa dostu kumaşları tercih etmemiz gerekiyor. Yatırım gardırobu oluşturmak daha hızlı ve akıllıca kombin yapıp hız kazanmamızı sağlar. Zamansız parçalar edinerek renk ve kesim zevkimize göre alışveriş yapmak daha sonra satın aldığımız parçaları kullanmama ihtimalimizi azaltacaktır. Bu şekilde dolabımızdaki birikmeyi engellemiş oluruz.
5-Dünyanın %70’inin vintage kıyafet kullanıyor olması çok sevindirici bir durum. Karbon ayak izimizi azaltmanın bir yolu da şehrimizdeki bir vintage mağazalardan ikinci el satın almak ya da babaannemizin dolabındaki giysileri değerlendirebiliriz. Çünkü hiç modası geçmiyor ve moda her zaman geçmişten besleniyor. O ahşap eski dolaplarındaki çoğu parça kaliteli kumaşlarla özenle dikilmiştir ve astarlı, yakaları pervazlı uzun kullanıma elverişli.
6-Vintage benim tarzım değil giyemiyorum derseniz birinci elden yeni ürünler sunan yerel markaları tercih edebilirsiniz. En azından denizaşırı gelen ürünleri daha az satın alabilirsiniz. Fast food varsa fast fashion da var. Fast food yediğimizde kendimizi nasıl suçlu hissediyorsak fast fashion ürünü aldığımızda da durup düşünmemiz gerekiyor.
7-Sürdürülebilir modanın bir parçası da kıyafetlerimizi tamir etmek ya da upcycle (ileri dönüşüm). Eskimiş ama çok sevdiğimiz bir triko kazağın dirsekleri yada kol ağızları kullanılmayacak hale geldiyse kolları söküp yerine eski bir gömleğin kollarını takarak yepyeni bir ürün oluşturduğumuzda ileri dönüşüm yapmış oluyoruz. Sevdiğimiz kazağımızı yeni ve kimsede olmayan tasarımıyla geri kazanmış ve çöpe atmamış oluyoruz.