Yetenekli, Doğal ve Samimi: Melis İşiten!
Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü’nden mezun olduktan sonra, başarılı işlere imza atan, oyuncu koçluğu yapan Melis İşiten içerisinde hem kendi hayatı hem de herkesin kendinden bir parça bulacağı kadın öykülerinin yer aldığı kitabı Hikayemi Ben Seçtim ile istikrarlı çizgisini ileri taşımaya devam ediyor. Onun için çok önemli bir gelişme de bu ay yayında olacak yepyeni bir dijital dizi projesi olan “Aşk Falan Filan”. Şimdi bu yeni dizi ve kitabına ait detayları kendisinden öğreniyoruz.
Röportaj ve Styling: Eylem Şimşek
Fotoğraflar: Cansın Soyer
Makyaj: Shahrzad Naseri
Kariyerinize yazarlık yaparak devam etmeye nasıl yöneldiniz? Bu süreçte ilham kaynaklarınız nelerdi?
Yazmak benim hayatımın hep bir parçası oldu. Mücadele yöntemlerimden biriydi hep yazmak. Bazen çöpe gideceğini bildiğim bir kağıda, bazen defterime, bazen kitapların kapaklarının iç yüzüne dahi yazılar yazardım. Sonrası sosyal medyada yazamaya başlamak oldu. Bugün beni takip eden insanların çoğunluğu yazdıklarımdan kaynaklı. Ama yazar olmak, kitap çıkartmak beni hep çok korkuturdu. Ta ki Küsürat Yayınevi beni bununla ilgili yüreklendirene kadar.
İki yıla yakın bir süre boyunca tuttuğunuz notları bir araya getirerek oluşturduğunuz ilk kitabınız, ”Hikayemi Ben Seçtim” neler anlatıyor okuyucusuna, içeriğinde neler var?
Kadın hikayeleri hep çok ilgimi çekmişti. Çok okudum, çok kadının hikayesine tanık oldum, çok kadın hikayesi izledim, dinledim. Zira iyi bir arşivciyimdir. Tüm hikayeleri heybemde topladım ve sonunda benim kadınlarıma hayat vermeye karar verdim. Benim 15 kadınım var. 13’ü sizlerle buluştu. Hayaldi, gerçek oldu. Kitabımdaki kadınlar biri değil, gerçekten var olan kadınlar sanılıyor fakat bir tanesi dışında hiç biri gerçek değil aslında, kurgu. Ama yaşamaları benim için çok kıymetli. Geri dönüşlerden anlıyoruz ki varlar, her yerdeler ve gerçekler.
Yazmaya başlamadan önce ne gibi araştırmalar yaptınız, günlük hayatınızda bu anlamda üretime yönelik bir rutininiz var mı?
Bir tek Suriye’den gelen kadınım ile trans birey kadınım için bir araştırma yaptım. Onun dışındakiler kalemimden kendiliğinden döküldü.
Kahramanlarınızla bütünleşiyor musunuz? Nasıl bir tecrübe yaşıyorsunuz? Bu nasıl bir yolculuk sizin için?
Bütünleşmek deyince yazdıktan sonra bir aksiyon gibi geliyor kulağa. Halbuki bu kadınların hepsi benim içimde var olan bir takım anlardan oluşuyor. Mücadelelerinde bana dair savaşlar ve yıkımlar var. Üretme rutinim olmadı fakat yazmak için kapandığım günlerim gecelerim oldu tabii. Yazmak çok disiplin isteyen bir iş. Ben de kendimce bir disiplin oturtup yazdım pek tabii.
İpek takım, Yağmur Hazal Design. Kolye, Diela Jewellery.
Her insanın inişleri ve çıkışları olup, ruh hali değişkenlik gösterebiliyor zaman zaman, bu bağlamda sizi en çok neler sarsıyor?
Ben iniş ve çıkışların iç içe olmasından hoşlanıyorum. Buna dair bir isyanım yok. Bence insan her duygusuna sahip çıkmalı. İnişlerime de sarılıyorum ben. En azından benim mücadele yöntemim böyle. Ben kolay yıkılmam. Bu konuda kendime güvenim tam. Allah kızımla sınamasın beni. Onun sağlığı iyi ve yanımda olduğu sürece altından kalkamayacağım hiçbir sorun yok.
Huzurlu bir evlilik sürdürüyordunuz. Özel hayatınızla ilgili sorulara çok değinmek istemiyorum ama merak ettiğim şu: Bir evliliğin bitmiş olmasına rağmen ilişkinin dostluk çerçevesinde devam etmesi sizce karşınıza çıkan insanın özellikleriyle uyumunuzdan mı yoksa karşılıklı bir çabadan mı doğuyor?
Bence bunun iki sebebi var. En büyük etken bizim Uraz’la birbirimize olan sevgimiz. Ayrılık kararını alırken dahi birbirimize olan sevgimiz, saygımız ve dürüstlüğümüz o kadar kuvvetliydi ki, biz bunu en güzel haliyle becerebiliriz dedik. Ve öyle gidiyor şuan. Bir sebebi de kızımız Ada tabii ki. Üçümüzün bağının bitmediğini ve ayrı ayrı da aile olabileceğimizi ona yaşatabilmek en büyük önceliğimiz. Hal böyleyken dostluk çerçevesi dışarıdan çok şık görünüyor size tabii ki. Yani cevap, hayır çabayla değil karşılıklı sevgiyle oluyor.
Siz hayatta en başta neye tutunuyorsunuz? Size en iyi gelen şeyi sorsam? Üretiminiz, aileniz ya da içsel gücünüz mü?
Öncelik kızım. Sonrası işe hareket halinde olmak. Üretmek, konuşmak, hayal kurmak. Bir de bunu sevdiğim insanlarla yapabilme şansım oluyor genelde. İşte o yüzden beraber büyümek daha da güzelleşiyor. İnsanın hayattaki en büyük lüksü sevdiği işi yapmak bence. Ben de bu lükse sahibim.
Oyuncu, yazar ve üç yaşında kızı olan bir anne olarak yüklendiğiniz pek çok sorumluluklar var. Siz bu süreçlerde kendinize ve kızınız Ada’ya vakit ayırıp onunla zaman geçirmek adına neler yapıyorsunuz?
Sosyal hayatım veya işim için Ada’dan değil kendimden çalıyorum, genel prensibim bu yönde. Ada okuldayken gündüz işlerimi yapıyorum. Sosyalleşmem ise genelde geceleri oluyor. Asla zor gelmiyor, zaten uyumayı ya da koltukta uzanarak dinlenmeyi seven bir yapım yok. Hiç olmadı da.
Şu anda Suit ve Anormal adında iki tiyatro oyununuz var. Anormal isimli oyunun galasında izlemiştim sizi, tüm ekip olarak harika bir iş çıkarıyorsunuz. Geri dönüşler nasıl, emeğinizin karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?
Oyunlar iyi gidiyor. Suit zaten seyirci tarafından hemen sahiplenilen bir iş oldu. Çok mutlu ediyor bu durum bizi. Anormal’de bir takım aksaklıklar ve dönüşümler oldu. Şimdi sahnedeyiz. Ve bu haliyle seyirci daha kuvvetli sarıldı. Bu bizi neşelendiriyor tabii.
Bir de dijital dizi projeniz var bildiğim kadarıyla. Ne zaman yayında olacak? İçeriğini sizden dinleyebilir miyiz?
Sanırım şu sıralar beni en heyecanladıran iş bu proje. Mart başında yayında olacağız. Dizimizin adı “Aşk Falan Filan”. Aslında beş ay önce kurulan bir hayaldi şimdi gerçekleşti. Hani biz çekerken çok eğlendik denir ya, bizim ki öyle değil. Biz çekmeden çok eğlendik. Beş ay önce tanışan altı kişi bir anda çok yakın arkadaş olduk ve çekim tarihi gelene kadar birbirimize yapıştık. Yakın arkadaş rolu yapmaya hazırlanırken yakın arkadaş olduk. Eğlenceli, kısa, arkadaşlık ve ilişkiler üzerinden işlenen bir diziyle karşınızda olacağız.
Mekan için Boreal Brandlifting’e teşekkür ederiz.